İnsanoğlu, doğada tüm hareketlerini, sagital, frontal ve transverse düzlemde gerçekleştirmektedir. Geleneksel fitness yaklaşımı daha çok bir düzlemin dominant olduğu egzersiz örneklerini içermektedir. Bir hareketin tek düzlemli olarak sergilenmesi kısa vadede morfolojik açıdan (estetik) üstünlük sağlayabilir. Fakat, gündelik yaşantı sırasında insanlar birden çok düzlem içeren birçok aktivite (çömelme, eğilme, dönme, uzanma vb.) gerçekleştirmektedir. Bu noktada insanlar kendi vücut ağırlıklarını bir yerden bir yere hareket ettirmek, döndürmek, sabitlemek veya sığdırmak zorunda kalmaktadır.
Temas içermeyen veya bir travma kaynaklı olmayan yaralanmaların, bir iş sırasında çalışan kasların stabilizasyon sorunlarından veya iş sırasında çalışması gereken kas/kas grubunun görevinin başka kasları aktarılmasından kaynaklandığını biliyoruz. Bu durumun rasyonel bir açıklaması olarak, literatür
incelendiğinde yaygın karşılaşılan diz ağrılarının kalça stabilizasyon probleminden kaynaklandığı gösterilebilir. Bundan dolayı, fonksiyonel antrenman pratiğinin öncülleri arasında düzeltici egzersiz pratiği düşünülmektedir. Kavram olarak düzeltici egzersiz sadece bozulan kas segmentlerinin düzeltilmesinin yanında muhtemel yaralanma durumlarının azaltılması ve kassal bir iş sırasında çalışan kasların o işi gerçekleştirirken stabilizasyon problemlerinin önlenmesine yardımcı olacak pratiği içermektedir. Böylece, düzeltici egzersizlerle hedeflenen kas veya grubunun düzenli çalışmasını sağlayacak güçlendirmenin yapılmasıdır. Sonuç olarak, fonksiyonel antrenman pratiğinin asıl amacı muhtemel bir yaralanmanın önlenmesi için kasların bir bütün halde düzenli olarak çalışmasına yardımcı olmaktır.
Fonksiyonel antrenman nedir? Neden fonksiyonel antrenman?
İnsanoğlu, doğada tüm hareketlerini, sagital, frontal ve transverse düzlemde gerçekleştirmektedir. Geleneksel fitness yaklaşımı daha çok bir düzlemin dominant olduğu egzersiz örneklerini içermektedir. Bir hareketin tek düzlemli olarak sergilenmesi kısa vadede morfolojik açıdan (estetik) üstünlük sağlayabilir. Fakat, gündelik yaşantı sırasında insanlar birden çok düzlem içeren birçok aktivite (çömelme, eğilme, dönme, uzanma vb.) gerçekleştirmektedir. Bu noktada insanlar kendi vücut ağırlıklarını bir yerden bir yere hareket ettirmek, döndürmek, sabitlemek veya sığdırmak zorunda kalmaktadır. Bu yüzden kendi vücut ağırlıklarını kontrol edebilme yeteneği tüm insanlar için oldukça önemlidir. Literatür incelendiğinde kendi vücut ağırlığı ile yapılan egzersizler kalistenik olarak adlandırılmıştır. Bu isimlendirme Latince “kallos (güzel) — sthenos (kuvvet)” kavramlarından doğmuş ve günümüze ulaşmıştır. Fonksiyonel antrenman pratiği üzerine Dünya genelinde önemli kişiler arasında sayılan Michael Boyle fonksiyonel antrenman için “sporcuların tüm hareket düzlemlerinde kendi vücut ağırlıklarını kullanmayı öğreten hareketlerin bir sürekliliği olan antrenman şekli ve en basit haliyle kendi vücut ağırlıkları ile nasıl başa çıkacaklarını öğretir ” şeklinde ifade etmiştir (Michael Boyle, Perform Better Magazine, 2006). Kalistenik kavramı için kullanılan güzel kuvvet tanımı Boyle tarafından günümüz bireyleri ve profesyonelleri için yorumlanmış ve tavsiye edilmiştir. Bu bağlamda, hemen herkes için sürdürülebilir ve doğru antrenman pratiğinin kalistenik uygulamalar içermesi ve tüm düzlemleri kapsayacak şekilde yapılması gerektiği sonucu vurgulanabilir. Sonuç olarak, bir antrenman pratiğinin fonksiyonel olabilmesi için öncelikle kalistenik ve tüm düzlemleri içermesi gerektiği düşünülebilir. Bu noktada kalistenik pratiği ön koşul olarak düşünülmelidir. İlave ağırlık veya diğer ekipmanlar belirli bir düzeyin üzerinde fonksiyonel kapasiteye sahip olduktan sonra tercih edilebilir. Kısaca, kendi vücut ağırlığını tüm düzlemlerde rahatça hareket ettiremeyen veya kontrol edemeyen kişilerin ilaveağırlık kullanarak başka bir hareketi tercih etmeleri doğru olmayacaktır.