Bugün yürüdüğümüz yollara bakmanın kıymeti üzerine konuşmak istiyorum.
Hep bildiğimiz gibi sağlıklı bir ego ile kendini ve yolunu kutlamayı pek başaramıyoruz.
Kibri bu konunun dışında bırakırsak kendini yermek, öfkeyle kızmak, küçük ve yetersiz görmek daha hızlı bir şekilde temas ettiğimiz konular.
Tabi burada alışkanlıklarımızın önemi var. Övgüyü, saygıyı, sevgiyi şımarma olarak gören bir eğitim sistemimiz, aile yapımız veya toplumsal kurallarımız var. Bu nedenle kendimizi eleştirmemiz çocukluktan itibaren öğretilen ve bir farkındalık olarak görülüp alkışlanan bir davranışken kişinin kendi başarılarından bahsetmesi, yeteneklerini övmesi her zaman küçümsenen bir davranış oldu.
Şimdi bunu değiştirmekte neden bu kadar zorlandığımızı daha iyi anlayabiliriz. Biz bu davranışı değiştirirken sadece geçmişin alışkanlığını değil, ailemizin ve koca bir toplumun kalıplarını da dönüştürüyoruz. Kolektif bilinçteki bu titreşimle yaratılmış; her eylem bu dönüşümden etkileniyor ve böylelikle topaklanıyor. Şimdi duralım ve yaşamamıza bakalım. Harika bir yol yürüdük, evet bir şeyler henüz istediğimiz gibi olmamış olabilir ancak yürüdüğümüz kadarına bakalım ve Aferin diyelim!
İşte bu takdir bizim yolumuzu açacak ve yeni adımlar için güçlendirecektir. Küçük bir ev ödevi olarak kendimize her gün durup 1 dakikamızı ayırarak teşekkür edelim ve yarattığımız her şey için, takdir edip, Şükran duymaya kalbimizi açalım. Bunu en az 1 ay düzenli bir şekilde yapmak için saatimizi kurabiliriz. Yaşamımızı dönüştürmek için büyük şeylere ihtiyacımız olmadığını böylelikle görmüş olacağız.